İstiaze (Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınma)

İstiâze:
اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Okunuşu: “Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm.”
Anlamı: “Kovulmuş Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınırım.”
Besmele:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Okunuşu: “Bismillahirrahmanirrahîm.”
Anlamı: “Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile..”
Ey Allah'ım, dinim hususunda bana zarar vereceğinden veya rabbime karşı yükümlü
olduğum bir vazifemden beni alıkoyacağından korktuğum şeytanın şerrinden, yaratıklarına
değil sadece sana sığınırım."
Allah teala Kur'an-i Kerîmin çeşitli âyetlerinde, müminlere, insanlara karşı esnek
davranmalarını emrederken, şeytandan kesinlikle uzak olmalarını ve onun şerrinden,
kendisine sığınmalarını emretmiştir.
Cen'ab-ı Hak, müminlerin, insanlara karşı nasıl davranmaları gerektiğini beyanla buyuruyor
ki: "Ey Muhammed, sen af yolunu tut. İyiliği emret ve cahillere aldırış etme."*9' "Sen,
kötülüğü en güzel şekilde önle. Biz onların ne tür sıfatlar uydurduklarını çok iyi
biliriz. 14[14]"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen, kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman
aranızda düşmanlık olan kimse, sana sanki samimi bir dost gibi oluverir. 15[15] "Kötülükleri
iyilikle önleme hasleti ancak sabredenlere verilir. Bu, ancak hayırdan büyük payı olanlara
verilir." 16[16]
Yine Cenab-ı Hak, şeytanlara karşı nasıl davranılması gerektiğini beyan ederek te buyuruyor
ki: "Eğer şeytan tarafından sana bir vesvese gelirse Allah'a sığın. Şüphesiz ki Allah, her şeyi
çok iyi işiten ve çok iyi bilendir. 17[17] "Ey Muhammcd, de ki: "Rabbim, şeytanların
vesvesesinden sana sığınırım."Rabbim, yanımda bulunmalarından da sana sığınırım. 18[18]
Eğer şeytandan, seni dürtecek bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın.
Şüphesiz ki o, herşeyi işiten ve bilendir," 19[19]
Şeytanın şerrinden kesinlikle kaçınılmasının emredilmesinin hikmeti, onun, iyilikten
anlamaz olması ve insanoğlunun helakinden başka bir şeye razı olmamasıdır. Halbuki
insanlar, aynı cins yaratıklar olmaları sebebiyle birbirlerine yakın ve birbirlerine karşı
hoşgörülüdürler.
İşte bu sebepledir ki Allah teala, Kur'anı okumaya başlarken, şeytanın şerrinden kendisine
sığınılmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştur. "Ey Peygamber, Kur'anı okumak istediğin
zaman, Allah'ın rahmetinden kovulmuş olan şeytandan Allah'a sığınırım20[20]
Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den de çeşitli hadisi şerifler rivayet edilmektedir.
Peygamberimiz, banlardan birinde şöyle buyuruyor:
Allahın huzurundan kovulmuş olan şeytanın dürtmesinden, gurur-landırılmasından ve Ey Allah'ım, dinim hususunda bana zarar vereceğinden veya rabbime karşı yükümlü olduğum bir vazifemden beni alıkoyacağından korktuğum şeytanın şerrinden, yaratıklarına değil sadece sana sığınırım."
Allah teala Kur'an-i Kerîmin çeşitli âyetlerinde, müminlere, insanlara karşı esnek
davranmalarını emrederken, şeytandan kesinlikle uzak olmalarını ve onun şerrinden,
kendisine sığınmalarını emretmiştir.
Cen'ab-ı Hak, müminlerin, insanlara karşı nasıl davranmaları gerektiğini beyanla buyuruyor
ki: "Ey Muhammed, sen af yolunu tut. İyiliği emret ve cahillere aldırış etme."*9' "Sen,
kötülüğü en güzel şekilde önle. Biz onların ne tür sıfatlar uydurduklarını çok iyi
biliriz. 14[14]"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen, kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman
aranızda düşmanlık olan kimse, sana sanki samimi bir dost gibi oluverir. 15[15] "Kötülükleri
iyilikle önleme hasleti ancak sabredenlere verilir. Bu, ancak hayırdan büyük payı olanlara
verilir." 16[16]
Yine Cenab-ı Hak, şeytanlara karşı nasıl davranılması gerektiğini beyan ederek te buyuruyor
ki: "Eğer şeytan tarafından sana bir vesvese gelirse Allah'a sığın. Şüphesiz ki Allah, her şeyi
çok iyi işiten ve çok iyi bilendir. 17[17] "Ey Muhammcd, de ki: "Rabbim, şeytanların
vesvesesinden sana sığınırım."Rabbim, yanımda bulunmalarından da sana
sığınırım. 18[18]Eğer şeytandan, seni dürtecek bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın.
Şüphesiz ki o, herşeyi işiten ve bilendir," 19[19]
Şeytanın şerrinden kesinlikle kaçınılmasının emredilmesinin hikmeti, onun, iyilikten
anlamaz olması ve insanoğlunun helakinden başka bir şeye razı olmamasıdır. Halbuki
insanlar, aynı cins yaratıklar olmaları sebebiyle birbirlerine yakın ve birbirlerine karşı
hoşgörülüdürler.
İşte bu sebepledir ki Allah teala, Kur'anı okumaya başlarken, şeytanın şerrinden kendisine
sığınılmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştur. "Ey Peygamber, Kur'anı okumak istediğin
zaman, Allah'ın rahmetinden kovulmuş olan şeytandan Allah'a sığın.n20[20]
Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den de çeşitli hadisi şerifler rivayet edilmektedir.
Peygamberimiz, banlardan birinde şöyle buyuruyor:
Allahın huzurundan kovulmuş olan şeytanın dürtmesinden, gururlandırılmasından ve
üflemesinden (vesvesesinden) her şeyi işiten ve bilen Allah'a sığınırım. 21[21]
Muaz b. Cebel diyor ki:
"İki kişi, Resulallahın yanında birbirlerine hakaret ettiler. Onlardan biri o derece kızdı ki,
ben, öfkesinden burnunun patlayacağını zannettim. Bu durumu gören Resulallah (s.a.v.)
şöyle buyurdu: "Ben, bir kelime biliyorum ki o, bunu söyleyecek olsa öfkesi gidecektir."
Ben, "O kelime nedir ya Resulallah?" diye sordum o da Ey Allahım, kovulmuş şeytanın
şerrinden sana sığınırım." demendir" buyurdu. 22[22]
Taberi diyor ki: "Arapçada şeytan, "İsyankâr ve azgın olan her cin, insan, hayvan ve diğer
her şeye denir. Nitekim yüce mevla bir âyet-i kerimesinde insanların da şeytanları
bulunduğunu beyan ederek şöyle buyurmuştur. "Sana yaptığımız gibi her Peygamber için de
insan ve cin şeytanlaından düşmanlar yaratmıştık.. 23[23]
Hz. Ömer (r.a.) bir katanaya (At'a) binmiş, at çalımlı bir şekilde yürümüştür. Bundan dolayı
Hz. Ömer onu dövmüş, at ise daha da çalımlı yürümeye başlamıştır. Bunun üzerine üstünden
inmiş ve "Beni bir şeytana bindirmişsiniz meğer. Kendimi tanımaz hale gelmeden ondan
inmedim. (Yani onun üzerinde iken kendimi başka bir şekilde hissettim.) demiştir.
Taberi diyor ki: "Her şeyin isyankârına "Şeytan" denmesinin sebebi, onun ahlak ve
davranışlarının, benzerlerinden farklı ve uzak olmasındandır. Zira "Şeytan" kelimesinin asıl
anlamı "Uzak olan" demektir.
"er-Raciym" kelimesinin asıl mânâsı "Atmak" demektir. Bu, "Laf atma veya taş atma"
şeklinde olabilir. Şu âyet-i kerime, Hz. İbrahim'in babasının, İbrahim'i sözle taşlamasına bir
misaldir. Babası "Ey İbrahim, ilahlarıma karşı çıkıp yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vazgeçmezsen yemin olsun ki seni taşlarım..." dedi24[24] Şeytana "Taşlanmış" sıfatının
atfedilmesi, onun. Allah'ın göklerinden, delip geçen ateşlerle kovulmasından olabilir.
Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Cebrail, Muhammede ilk geldiğinde
ona dedi ki: "Ey Muhammed de ki, Ben, kovulmuş şeytanın şerrinden, işiten ve bilen Allah'a
sığınırım."
Yine de ki: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım."
Cebrail daha sonra şöyle dedi: "Ey Muhammed, yaratan rabbinin adıyla oku." Abdullah b.
Abbas diyor ki: "Allah'ın, Cebrail'in lisanıyla Muhammed'e indirdiği ilk sure budur (Alak
süresidir) Allah, Peygamberine, yaratıklarına değil kendisine sığınılmasını emretmiştir.